VERGİYE UYUMLU MÜKELLEFLERE GETİRİLEN VERGİSEL AVANTAJLAR
ÖZ
Vergi affı kanunları ile getirilen yapılandırma düzenlemelerinde her defasında dürüst mükelleflerin cezalandırıldığı, dürüst olmayan mükelleflerin ise ödüllendirildiği eleştirisi yapılır.Bu nedenle her defasında vergisini zamanında ödeyen, vergisel ödevlerini düzenli olarak yapan mükelleflerin de ödüllendirilmesi gerektiği savunulur.Bu eleştirilere maruz kalan Maliye İdaresi, yaptığı bir takım düzenlemeler ile dürüst mükelleflere (vergiye uyumlu mükelleflere) pozitif ayrımcılık yapacak şu düzenlemeleri getirmiştir:
Vergiye uyumlu mükelleflere getirilen vergisel avantajlar bu üç ana başlık altında yazımıza konu edilecektir.
a-Yararlanabilecek Mükellefler:
b- Yararlanamayacak Mükellefler:
c- Vergi İndiriminde Mükellefte Aranan Şartlar ve Şartların İhlali Sayılmayan Haller:
Vergi İndiriminden yararlanabilmek için aşağıdaki şartları taşımak, kaybetmemek ve mükellefin şartlarının şartların ihlali sayılmayan hallerden olması gerekmektedir.
Mükellefte Aranan Şartlar |
Şartların İhlali Sayılmayan Haller |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
c- Vergi İndirimi Uygulaması ve Kapsamı:
Vergi İndiriminden Yararlanılacak Oran: (Ticari Kazançlar + Zirai Kazançlar +Serbest Meslek Kazançları) / Toplam Gelir Vergisi Matrahı
Vergi İndiriminden Yararlanılacak Tutar: (Hesaplanan Gelir Vergisi x Vergi İndiriminden Yararlanılacak Oran) x 0,05
( Bu tutar her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanacaktır. Bu şekilde hesaplanan tutarın, %5 ini aşmayan kesirler dikkate alınmayacaktır.)
d-Mükellefte Aranan Şartların İhlali Halinde Vergi İndirimi Uygulaması:
Vergi indiriminden yararlanan mükelleflerin, indirimden yararlandıktan sonra:
e- Vergi İndirimi Örnek Uygulamala:
Gelir Vergisi Mükellefleri İçin Örnek Uygulama:
Serbest meslek erbabı Bay Y, 2017 takvim yılında aşağıdaki gelir unsurlarını elde etmiştir:
Serbest Meslek Kazancı : 72.000 TL
Gayri Menkul Sermaye İradı : 6.000 TL
Menkul Sermaye İradı : 10.000 TL
Ücret : 20.000 TL
Diğer Kazanç ve İrat : 12.000 TL
TOPLAM G.V. MATRAHI 120.000 TL
İstenen :
Bay Y’nin vergi indiriminden yararalanabileceği tutarı hesaplayınız ?
Çözüm:
Öncelikle gelir vergisi mükellefleri için, msi, gmsi, ücret ve diğer kazanç ve iratlar türünden gelir unsurlarının vergi indiriminden yararlanamayacağı belirtilmiştir.
Bu nedenle vergi indirimi müessesinden yararlanılacak vergi indirimi oranının belli edilmesi, daha sonra vergi indirimi tutarının hesaplanması gerekecektir.
Şöyle ki;
Vergi İndiriminden Yararlanılacak Oran:
(Ticari Kazanç + Zirai Kazanç + Serbest Meslek Kazancı ) / Toplam Gelir Vergisi Matrahı
Mükellefin vergi indiriminden yararlanabileceği gelir olarak yalnızca serbest meslek kazancı bulunduğundan, ticari ve zirai kazancı bulunmadığından oranlamada sadece serbest meslek kazancı dikkate alınacaktır. Diğer kazanç unsurları ticari ve zirai kazançları da olsaydı o takdirde bu üç gelir unsuru toplanıp toplam gelir vergisi matrahına oranlanacak idi.
(72.000) / 120.000 = %60
Vergi İndiriminden Yararlanılacak Tutar:
(Hesaplanan Gelir Vergisi x Vergi İndiriminden Yararlanılacak Oran ) x 0,05
(33.650 x 0,60) x 0,05 = 1009,50 TL
Vergi indiriminden yararlanması gerekecektir.
Mükellefin, 2011 yılından vergi borcu bulunması indirimden yararlanmaya engel teşkil etmeyecektir. Borç aslı 900 TL olduğundan ve 1000 TL’sını aşmadığından , gecikme faizleri de yasada dikkate alınmadığından dolayı indirimden yararlanmasında engel bulunmamaktadır.
Mükellefin, 2015 ve 2016 yıllarında ikmalen vergi tarhiyatına muhatab olması da vergi indirimine engel teşkil etmeyecektir. Şöyle ki; mükellef 2016 yılı tarhiyatını yargıya taşıyarak ikmalen tarhiyatın iptalini sağlamış ve karar kesinleşmiştir. 2015 yılı tarhiyatını ise uzlaşma müessesesi ile uzlaşıp ödemiştir.
Mükellefin gerek SGK’na gerek se ilçe belediyesine borcu bulunması vergi indiriminden yararlanmaya (vergi dairesine borç olmadığından) engel değildir.
Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki kanuna eklenen 48/A maddesi ile vergiye uyumu yüksek olan mükelleflerin çok zor duruma düştükleri zaman ödeme yükümlülüklerini kolaylaştırmak için daha iyi şartlarda borç tecili imkanı getirilmektedir.
Başvuruyu yalnızca vergiye yüksek uyumu olan ve iyi niyetli mükellefler yapabilecek olup, şartları taşımayan diğer mükelleflerin 48. madde kapsamında tecil işlemi yapmasında bir engel bulunmamaktadır.
213 sayılı V.U.K kapsamına giren vergi, resim, harç, vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları ile sınırlı olmak üzere ve tecil işlemi başvurusu tarihinden önceki 1 yıl süresince iyi niyetli olunmasına rağmen ödenememiş olan borçlarla sınırlı olmak üzere getirilmiştir.
6183 sayılı yasanın 48. maddesine göre daha önce tecil edilmiş olanlar veya özel kanunlara göre yapılandırılan (6552, 6736 ve 7020 sayılı özel kanunlar) borcu bulunan mükellefler de vadesi 1 yılı geçmemiş borçları için madde hükmünden yararlanabileceklerdir.
Tecil şartlarına uyulmaması halinde muaccel olan amme alacağının tecili, talep edilmesi halinde en fazla iki defa geçerli sayılabilir.
Tecil şartlarına uyulmaması halinde tecil talep tarihinden itibaren 5 yıl geçmedikçe bu madde hükümlerinden yararlanılamaz. Düzenlemedeki amaç borcunu ödemede iyi niyet sahibi olanların yararlanmasının öngörülmesidir.
Tecil edilen gecikme zammının, TUİK’in her ay için belirlediği (Yİ-ÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanması durumunda, tecilin ihlali sebebiyle 48/A maddesi uygulanamayacak olup, 48. madde kapsamındaki gecikme zammı oranı (%1,40) uygulanacağından, hesaplamada aradaki gecikme zammı farkı mükelleften tahsil edilir.
ç- Tecil uygulamasında V.U.K 48. madde ile 48/A maddesinin karşılaştırılması:
48. madde düzenlemeleri |
48/A maddesi düzenlemeleri |
-50.000 TL’sını aşmayan borçlar için teminat aranmıyor. |
-500.000 TL’sını aşmayan borçlar için teminat aranmıyor. |
-50.000 TL’sını aşıyorsa, aşan kısmın %50’si tutarında teminat aranır. |
-500.000 TL’sını aşıyorsa, aşan kısmın %25’i tutarında teminat aranır. |
-Vadesi geçmiş tüm borçlar, 36 ayı geçmemek üzere faiz ve teminat şartları gözetilerek tecil yapılabilecek. |
-Vadesi 1 yılı geçmemiş tüm borçlar, 36 ayı geçmemek üzere faiz ve teminat şartları gözetilerek tecil yapılabilecek. |
Bakanlar Kuruluna:
Tecil süresini 60aya kadar uzatmaya,
Tecil faizinden (%1,40) farklı faiz oranı belirlemeye, yetkilidir.
Maliye Bakanına:
1-Tecil edilecek amme alacağını tür ve tutar olarak belirlemeye
2-Tecilde taksit zamanlarını, ödemelerin başlayacağı ayı, tecil talep tarihini takip eden aydan başlamak üzere 12 ayı geçmeyecek şekilde belirlemeye, ödeme dönemlerini azami altı ayda bir yapılacak şekilde belirlemeye,
3-Tecilde diğer şartları belirlemeye yetkilidir.
4-Maliye Bakanı tecil yetkisini; sınırlarını açıkça belirtmek ve yazılı olmak şartıyla oluşturulacak tecil komisyonlarına devredebilecektir. Böylece maliye idaresinde yeni bir komisyon ihdas edilmiş olacaktır.
Tecil Edilen Borç İçin Daha Önce Haciz Yapılmışsa Haciz Nasıl Kaldırılacak ?Teminat Nasıl Çözülecektir ?
Hacizin Kaldırılması:
Borç tecili talebinden önce haciz yapılmış ise haciz edilen mal değeri teminat yerine geçer.
Hacizler yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır ve buna isabet eden teminat iade edilir.
Hacizler; yapılan ödemeler neticesinde kalan tecilli borç tutarı, hacizli malın değerinin altına inmedikçe kaldırılmaz.
Teminatın Çözümü:
Haciz Edilen Malların Satış Şartları:
Tecil edilen borcun 2 milyon Türk lirasına aşmaması (bu tutar dahil), hacizli malın menkul ve gayrimenkul cinsi mal olması ve bu kanuna göre belirlenmiş değerinin %50’sinden aşağı olmamak üzere, satış bedelinin %50’sinin idareye ödenmesi şartıyla, hacizli malın satışına izin verilir.
Kalan tecilli borç tutarı için ise, zorunlu teminat tutarını karşılayacak hacizli mal veya teminat bulunması şartıyla satılan mal üzerinden haciz kaldırılır.
Bu hüküm, 2 milyon Türk lirasını aşan borçlarda, değeri 2 milyon Türk lirasına kadar olan hacizli mallar için uygulanır. Aşan kısım bu uygulamadan yararlanamaz.
V.U.K’ nda düzenlemesi olmasına rağmen, istisnai olarak rastlanılan bazı uygulamalarda mükelleflerin sırf pişmanlıkla beyan verip ya da düzeltme yapmaları halinde incelemeye alındıkları görülebiliyor idi.
95 sayılı V.U.K Sirküleri ile;
Başkaca bir sebep bulunmadığı sürece, yalnızca pişmanlıkla beyan verme – beyan düzeltme yapan mükelleflerin uygulamada vergi incelemesine ve takdire sevklerine imkan bulunmadığı teyit edilmiştir.
Uygulamanın bu yönde ve bu hususa dikkat edilerek yürütülmesi için, bir anlamda vergi uyumu olan yani pişmanlık şartlarını taşıyan ve kendiliğinden beyan veren-düzelten mükelleflerin inceleme ve takdire sevkleri için salt pişmanlıkla beyan verme-düzeltmenin yeterli olmadığının bir kez daha altı çizilmiştir.
Vergi indirimi müessesesini bir yıl öteleyerek uygulamak; dürüst mükelleflere tanınan bu hakkın gecikmiş olarak uygulanmasıdır. Bu aynı zamanda vergiye uyumsuz mükelleflerinin uyumunu geciktirecek bir uygulamadır.
Bakanlar Kuruluna verilen %5 vergi indirimi oranını, %0’a kadar indirme yetkisi, uyumlu mükellefte bu uygulamanın kalıcı olmayacağı hususunda bir endişe yaratacaktır.
Bir başka pozitif ayrımcılık yaratan husus, yalnızca ticari, zirai ve serbest meslek kazançlarına getirilen bir vergi indirimi uygulamasıdır. Gelir vergisinde yer alan diğer gelir unsurlarını elde eden uyumlu mükelleflere de vergi oranından ya da vergi tutarından bir indirim getirilemez miydi ?
Vergiye uyumlu mükellefin borçlarının tecili adı altında yeni bir müessese ihdas edilmiş olmaktadır. Bu uygulamanın, yapılandırma kanunları olarak bilinen ve sık sık başvurulan af düzenlemelerine başvurulmaması için getirildiği görülmektedir.
Af kanunlarına gerek duyulmadan uyumlu mükellefler her zaman bu uygulamadan yararlanabilecek, özel af kanunlarını beklemeyeceklerdir.
Tecil uygulamasında, Bakanlar Kurulu’na Maliye Bakanı’na ve Tecil Komisyonları’na yetki devirleri yapılması tek tek mükellef bazında ya da toplu olarak mükellefler bazında borç yapılandırmasına neden olacaktır ki bunun neticesi de mükellefler arasında ayrımcılık yaratacağı endişesi olacaktır.
Pişmanlık ve ıslah müessesesinin nasıl işletileceği hususunda yapılan düzenlemede ise; pişmanlığın tek başına inceleme ve takdire sevk için yeter şart olmadığı, ancak başkaca bir sebep olması halinde inceleme ve takdire sevk işlemi yapılabileceği belirtilmiştir.
Bu düzenleme ile uygulamaya yön verilmiştir. Pişmanlık ve ıslah hükümlerinden yararlanan mükelleflerin esasında vergiye uyumlu birer mükellef olarak da görüldüğü kabul edilmiş olmaktadır.
KAYNAKÇA:
T.C. Yasalar (08.03.2017). 6824 sayılı Torba Kanun. Ankara: Resmi Gazete (30001 sayılı)
T.C. Yasalar ( 18.05.2017). 7020 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun. Ankara: Resmi Gazete (30078 sayılı)
Gelir İdaresi Başkanlığı (12.09.2017) 95 sayılı Vergi Usul Kanunu Sirküleri. Ankara: Gelir İdaresi Başkanlığı
Doğrusöz, Bumin (2017). “Uyumlu Mükelleflere Vergi İndirimi” Dünya Gazetesi. (14.02.2017).
Akarca, Akif ve Şafak, Mehmet (2017) “Vergiye Uyumlu Mükelleflerin Borçlarının Tecilinde Kolaylık-Yeni Düzenleme” Dünya Gazetesi. (15.06.2017).